Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

26 Mart 2013 Salı

SEVCAN'IN ALYANSI YENIDEN PARMAGINDA... COK GUZEL; COK OZEL BIR OYKU DAHA...




Ben hic bir zaman incecik olmadim. Vucut yapimdan dolayi ( amut muyduk biz...) basen ve bacaklarim ust kismima gore buyuk kaciyodu. 1.60 boya 50 kg derler ya ben 55-56 da gayet mutluydum. 10 yil kadar bu kiloda kaldim denilebilir.1-2 kilo alip verebiliyodum.Malum kisin alinir yazin daha cok hareket ve yuzme ile verilirdi. Ancak ailemde kilo problemi yasayanlar oldugu icin dikkat etmem gerektigini biliyordum. Acik havada yapilan sporlar her zaman bana daha cazip geldiginden mumkun oldugunca kendime yuruyus zamanlari yaratmaya calisirdim. Spor salonuna gitmeyi denedim bir kac kez ama is yogunlu ve kendimce buldugum mazeretlerden dolayi devam etmedim. Onun yerine sahilde kilometrelerce yurumek daha eglenceliydi.







Hersey bu sekilde giderken evlenmeye karar verip hatta ulke degistirmek istedik esimle. Evlenir evlenmez Amerika'ya yerlestik. Hersey yeni ve cazipti ilk baslarda. Surekli farkli yiyecekler demek istiyorduk ve deniyorduk haliyle. Sonra guzel memleketimin ekmeklerini, pogacalarini, tatlilarini ozluyorduk...Cikip pastaneden bikac tane alma imkanimiz olmayinca mutfakta kendim deniyordum.E yapinca da tum tepsiyi yiyorduk. Boyle bir kisir dongunun icine girdik. Ben daha ne yapiyoruz biz boyle biraz dikkat edelim, duzenli spor yapmamiz gerekiyor diyene kalmadan 10 kilo almistim bile. Kilomu ogrenip ciddi kararlar aldiktan cok kisa bir sure sonra ikinci bir surpriz bizi bekliyordu: hamileydim .... Ilk zamanlari biraz sorunlu gectigi icin kilo almadim ama hareket de edemedim. Derken istahim pek guzel acildi. Mumkun oldugunca saglikli urunlere donmustum aslinda. Disaridan cok kisitli yiyecekler aliyordum, hazir gidalardan mumkun oldugunca uzak durdum (hele ki misir suruplu olanlarindan) Ancak son donemlerde asiri kilo alarak yuksek kiloda dogum yapmak durumunda kaldim. Tam 18 kilo almistim hamilelik suresinde. 36. haftaya kadar gayet yogun bir sekilde calistim, isimi aksatmadim ancak kilolarin onune gecemedim.

Dogumdan sonra beni bir surpriz daha bekliyordu: Bizim kucuk prens zahmet edip emmeye yanasmadi. Bebegimi emziremedigimden birkac ay sonrasinda sutum kesildi ve tamamen mamayla beslemeye basladim. Tabi bunun bana faturasi da oldukca yuksekti. Bebegime alisma suresi falan derken yaklasik 10 ay evde vakit gecirdim. Esofman ve spor ayakkabi beni idare ettigi icin cok fazla kiyafet ihtiyacim olmuyordu dogrusu. Derken artik ise donme vakti geldi ve ben aci gercekle karsilastim: hayatimda ilk kez 40 beden kiyafet almak durumunda kalmistim. (Amerika'daki 40 beden Turkiye de 42 falandir muhtemelen.Buranin kaliplari genis bence) Ayaklarimdaki odem gecmisti ama eski ayakkabilarim olmuyordu. Alyansim parmagima girmiyordu...Eski kiyafetlerin hepsini kaldirdim gorunce daha cok uzuluyorum diye. Malum buyuk beden alisverisini yaptik onlarla idare ediyordum taki oglumun 1 yas dogumgune kadar.

Pek cogunuz beni anlayacaktir, evde kucuk bir bebek varsa genelde onun fotograflari cekilir hep. Uzun bir aradan sonra kendimi ilk kez oglumun yaninda fotografta gorunce sasirdim.Uzuldum cunku inkar ediyordum ve hala bu ben degilim diyordum ama degismek icin de bisey yapmiyordum. Bahsettogim kilo 72 ydi belki de 74 tu o zaman tam bilemiyorum. Asiri degildi ama benim icin coktu ve kalici olma yolundaydi. Sonraki gunler internette arastirmalara basladim. Beni oncelikle ikna edecek biseyler ariyordum. Ikizler burcu olanlar bilirler oncelikle beyninizin ikna olmasi gerek.  Mantigimin "evet Sevcan bence bunu yapabilirsin" demesi gerekiyodu.




Ve bana bunu Mevsimlerden Roma sagladi. Bi sekilde bu blogla karsilastim.Tarih de Aralik 11 di sanirim. Itiraf ediyorum o gun is falan yapmadim. Aman Allahim o ne surukleyici yazilar oyle, kapildim gitti...Bir oradan bi buradan okuyodum, baktim olmayacak hepsini tarih sirasina gore bastan okuyayim dedim. Basari hikayelerini kac kez okudum bilmiyorum ki hala donup okuyorum. Mehtap Hanim'in bahsettigi seyler bana cok dogru, mantikli ve uygulanabilir geldi. Tabi o zamanlar tekrar sinif acilacagini bilmiyordum zaten o kadar heveslendim ki ertesi gunu ben basliyorum dedim.Esime de bahsettim o da beni destekledi.

Daha sonra yeni yilda yeni sinifin baslayacagini ogrendigimde daha bir mutlu oldum ancak basladigim duzeni bekletmek istemedim. Yil basinda dahi taviz vermedim.Ve o gun bugundur muptelasi oldum.Sabah kalkar kalkmaz bloga bakilir, yeni yorum varsa okunur....Turkiye ile 7 saat zaman farkinin avantajini kullaniyorum ben:-) Listeler Pazartesi yayinlanmis olsa bile burda gece oldugu icin kacirmiyorum. E o kadar da olsun degil mi...

Yine 12 Aralik'tan bu yana hafta ici asiri yagmur, kar yagmadigi muddetce (daha oncesinde yagmis olabilir ama ogle vakti yagmiyorsa) ben 30-40 dk. yuruyus yapiyorum otoparkta. Artik sirkettekiler de biliyorlar beni:-) aksamlari firsat buldukca evde 30-40 dk daha spor yapiyorum. Her sabah 2 ana, 2 ara ogun hazirlayip ise getiriyorum (tamam bu hafta 1 ara ogunumuz var) Yemekhane gibi bir luksumuz yok burada.Disarida et yemedigim icin evden getirmek durumundayim. 17 aylik oglum kresten ac bir  sekilde geliyor her gun dolayisiyla bizim aksam yemeklerimiz 18.30 gibi bitiyor genelde. Haliyle ben bir sonraki gunun yemegini aksamdan hazirlamak durumunda kaliyorum (firinda balik, kofte vs. yenmeyecekse eger)

 Butun bunlardan sikayetci degilim. Cunku dogru yolda oldugumu biliyorum. E biraz fedakarlik gerekiyor tabi. Ancak sendeki degisikligi fark edilip iltifat edilmesi buna degiyor dogrusu...
 

 Artik eski kiyafetlerimi deniyorum ve giyebildiklerimi tekrar ortaya cikariyorum. 42 bedenden 38bedene indim 2.5 ayda .



27 numara kot pantolon oluyor. Ancak hedefim 36 bedene rahat bir sekilde girebilmek ve 26 numara kot pantolon giymek :-)) Kilo vermeye devam edecegim icin yeni kiyafet almamaya calisiyorum ama zor oluyor dogrusu...Kilo olarak degisikligime gelince;



12/12/2012   72    kg

01/14/2013   68    kg

02/07/2013   64.3 kg

02/28/2013   61.7 kg

 Evet 10 kg. hafifledim. Cok orantili bir sekilde gitti 10 kg. Tum vucudumda incelme oldu.Ayaklarim kuculdu, parmaklarim daha guzel gorunuyor ve ben artik cok ozledigim alyansimi takiyorum. Bu surede ustelik kendimi cok zorlamadim gercekten. Canimin cok cektigi bisey oldugunda bir kasik yedim. En kati oldugum konu aksam yemeklerinden sonra birsey yememek oldu.

Hayatimin geri kalaninda isime yarayacak bi dolu bilgi edindim bu sure icinde ve hala da ediniyorum. Yalnizca kendime degil aileme de saglikli yemek pisiriyorum ve bundan sonra pisirecegim. Yalnizca bu bile diyet yapmayan esimde fark ettirdi. Oglumun gun icinde hangi tur gidalardan yedigini daha iyi takip ediyorum boylelikle bir sonraki gunun menusunu olustururken bunu goz onunde tutuyorum.

14 Ocak'ta birlikte yolculuga basladigimiz diger 700 arkadas! Ben bunu sizler icin yazmak istedim. Sessiz takip etmeyi secmis olabilirsiniz ancak kendinizle ilgili vereceginiz bilgi belki de baslamaya cesaret edemeyen bir kisinin hayatini degistirecek.Lutfen bunu dusunun ve lutfen pes etmeyin...

Ve Mehtap Hanim, ve Seda Hanim, ve Esma Hanim sizlere kendi adima cok ama cok tesekkur ederim. Verdiginiz emek ustelik herhangi bir karsilik beklemeden ne onemli bisey... Icinde bulundugumuz zaman diliminde...Umarim bunlarin karsiligini bir sekilde alirsiniz.Iyi ki hayatima girdi Mevsimlerden Roma.

Selamlar...

Sevcan

PS: Ben pek fotografimi cekmiyorum sanirim ama cok bahsettigim ellerim ve alyansimi gondermek istedim:) belki de istedigim kiloya gelince soyle suzulmus bir sekilde cekip gonderirim fotografimi.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Olaganustu bir oyku daha... Ne kadar ictenlikte, ne kadar durustce yazilmis, ne muthis bir ozguvenle fotograflar konmus...  Sevgili Sevcan, burada oldugunuz, paylastiginiz ve guvendiginiz icin tesekkurler... Sizin degisiminiz herseyden once yetismekte olan bu tatli bebegin gelecegini etkileyecek ve sekillendirecek...
Alyansiniz parmaginiza cok yakisiyor ama uzgunum kisa bir sure sonra daraltilmasi gerekecek...  gardroplar degisecek, mayolar, ayakkabilar, kemerler, camasirlar... Siz degistikce, yenilenecek hersey...
Size kuzey Ege'den kucak dolusu sevgiler, bu guzel bebege de ailesiyle ile birlikte saglikli ve keyifli bir yasam dileklerimi yolluyorum... Varliginizla guc veriyorsunuz hepimize... Tesekkurler...

26 Mart 2013'Turkiye



 

NEREDE NEREDE NEREDE... BEN NERDE YANLIS YAPTIM?






Ben umdugum degisikleri yapamadim, zorlaniyorum, birseyler yolunda gitmiyor diyenler...

Daha once yazdiysaniz bile, lutfen bir kez daha yazin ve beraberce bir cozum arayalim... Iki gun

suresince siz yazin, sonra da ben... Bekliyorum...

ISTER INAN ISTER INANMA...

Bu kadar cabuk olacagini umuyor muydunuz...? Baskalarini bilmem, benim profesyonel yasantimda yo yo gibi verilip geri alinmis kilo hikayeleriyle bana gelen hastalarim bir yana, aylarca suren diyetlerin sonunda ayda verilen 1 kilo-1,5 kilo oykuleri dolu... Bir de kendi oykulerinize bakin...

Biz diyet yapmiyoruz, israrla soyluyorum, o nedenle "nerede yeni liste" sorularini, Mehtap Hanim nasilsiniz diye algiliyorum ve beslenme aliskanliklarimizi nasil degistirecegimizi ogretmeye devam ediyorum...

Sadece iki ayda, ister inanin, ister inanmayin artik hem mantimiz var hem boregimiz... Kuru fasulyemiz, her iki cesit pilavimiz, dolmamiz bile var... Hatta kuru yemisimiz de...

Geriye tatlilar kaldi, onlara da sira geliyor...

Siz sonuclara soyle bir bakin... Hic vermeyen 10 kilo verdi... Arada veremeyenler var, yazsalar daha ayrintili belki anlariz nedenlerini, biz burdayiz... Yardim etmeye haziriz...

Lutfen porsiyonlarinizi kontrol edin, yemeklere koydugunuz yagi mutlaka olcun, su icmeyi ve mutlaka ama mutlaka hareket etmeyi unutmayin...

Hepinize kuzey Ege'den sevgiler

KAHVALTI: (kahve cay arzuya gore, sekersiz)

• 1 kase yogurt ve iki dolu kasik corn flakes veya musli ve 1 kucuk kase meyve
Veya
• 1 fincan sutlu kahve ve 3 en basitinden biskuvi
Veya
• 1 kase meyve salatasi ve 3 en basitinden biskuvi
Veya
• 1 kucuk meyve ve iki etimek ve 1 kasik bal
Veya
• 1 greyfurt ve 1 dilim kepekli ekmek ve iki kasik marmelat,
Veya
• 1 dilim ekmek ve 1 ince dilim peynir ve 1 tatli kasigi bal ve 1 meyve
15 gun suresince istediginiz herhangi iki gun ne isterseniz yiyebileceginiz bir kahvalti seceneginiz var.

ARA OGUN:

• 2 keci boynuzu + 1 ceviz
Veya
• 1 elma + 2 ceviz

OGLEN YEMEGI:



• 5 kasik pilav + 5 kasik bezelye veya fasulye veya kis turlusu veya nohut veya fasulye yemegi (secenekleri siz cogaltin)
Veya
• 1 dilim ekmek + 1 kase corba + mor lahana salatasi istenirse icine 1 yemek kasigi haslanmis bugday
Veya
• 1 tabak makarna veya eriste (yaklasik 6 -7 kasik) + haslanmis herhangi bir sebze istenirse iki kasik yogurt
Veya
• Soganla yahni sekilde pisirilmis dana eti ve 1 diim ekmek
Veya
• Iki ince dilim ekmekle yapilmis, beyaz peynirli, domatesli, kirmizi veya yesil biberli, maydanozlu rokali bir sandvic
Veya
• 6 yemek kasigi bol limonlu ve maydanozlu barbunya + 2 kasik pilav veya 1 dilim ekmek
Veya
• 6 kasik bulgur pilavi ve herhangi bir sebze (ornegin sote edilmis mantar, kozlenmis biber, haslanmis broccoli vs) ve iki kasik yogurt
Veya
• 2 yumurta ilave edilmis bol yesil salata, domates, havuc, turp  ve 1 dilim ekmek
Veya
• 15 gunde 1 kez olmak uzere  manti  veya iki dilim borek ve ayran





AKSAM YEMEGI:

• 1 orta boy balik ve istendigi kadar salata
Veya
• Izgara tavuk gogsu ve istendigi kadar salata
Veya
• 1 porsiyon somon baligi ve 1 kucuk haslanmis patetes
Veya
• Mantar sote + 1 dilim ekmek istenirse salata
Veya
• Menemen yemegi ve 1 dilim ekmek istenirse 1 elme
Veya
• 6 adet kofte ve bol salata ve iki kasik evde yapilmis pure
Veya
• 8 adet lahana dolmasi ve bir dilim ekmek
Veya
• 10-12 adet yaprak dolmasi ve iki kasik yogurt ve incecik bir dlim ekmek

15 gunde sizin sectiginiz 3 aksam yemekten sonra kuru yemisiniz var, olcunuz orta boy bir su bardagi...




Sirada iki muthis oyku var, farkinda misiniz bilmem ama herkese acik, satilmayan, kopya edilebilen,  uzerinden hic para kazanilmayan bir kitap yaziyorsunuz hep birlikte... En buyuk kazanciniz, sagliginiz...

26 Mart 2013'Turkiye

22 Mart 2013 Cuma

BIR KUCUK YUREK...Arzum'un mektubu....

Pespese cok guzel oykuler okuyacagiz... Ilki Arzum'dan... Bu bir baslangic oykusu, yani arkasi yarin... Yani Arzum yolun basinda ama kararli, bilincli ve akilli bir kadin... Biliyor ki, onun aliskanliklari, cevresindeki herkesi ama en cok ta yetismekte olan minicik bebegini etkileyecek... 

Sevgili Arzum, burada oldugunuz, bana guvendiginiz, oykunuzu adinizla soyadinizla, fotografinizla paylastiginiz icin gonulden tesekkur ederim. Buyuk ekonomik boyutlari olan, zayiflama sitelerinde bile soyadi bas harfiyle sinirlandirilmis kisilerin bir en fazla iki fotografli oykus varken, burada siz bir kitap yaziyorsunuz kendi kendinize... Kendi adima cok ama cok mutluyum, sizin adiniza da...

Guzel ailenizle birlikte saglikli, keyifli, bir omur diliyorum size...

Iyi ki varsiniz...

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sevgili Mehtap ;
Adını söylediğimde bile yüzüme gülümsemeler bir bayrak gibi dalgalanarak yayılıyor. Seninle tanışmama vesile olduğu için kuzenim Defne’ye ( biliyorum ki seni izleyen ve takip edenlerden biri ) selamlarımı iletiyorum , ikinize de kucak dolusu teşekkürler.



Kilo almanın ne olduğunu bilmeden bir 26 sene geçirdim, dahası annem de benimle aynı görüşte.Ama kim ‘’kilo alabilirisin vücudun buna müsait’’ diye  söylese kahkahalarım karıştı gürültü yere.Ben kilo alamazdım , ne zaman almıştım ki.
İstediğim her kıyafet bana rahatlıkla oluyordu 38 ile 40 beden arası gelip giderken. Hem boyumda 1, 75 idi  kilom ;63…
Sonrası evlendim. Kabus gibi günler üzerime oturdu ve hiç gitmek bilmedi. Sürekli tüketmeler…Bir hayata başlangıç beni yerle bir etmişti. Ayak uyduramıyordum.
Evlendikten sonra ( 2 ay sonra ) hamile kaldığımı öğrendim. Kötü bir hamilelik süreciydi. Sürekli bulanan bir mide ve koku alma organım hayli bir gelişmişti. Ekmekten başka bir şey yiyemez duruma gelmiştim ve 41 hafta sonra doğuma 104 kiloyla gittim. Buraya yazması bile son derece kötü görünürken ben ayakta durmakta zorlanırken o 9 ay beni 2 kat kilolu bir bunalımda kadın hallerine soktu.
Sonrası kötü bir görüntü. Giymeyeceğim ve bana yakışmayan ne varsa ( anne kıyafetleri de dahil ) giymek durumunda kaldım.Çünkü 42 beden üstü genç kuşağa üretilmiyordu yada ben bulamadım yada çok pahalıydı.
Sonra gizliden sizi takip ettim. Sonra takip etmeyi bıraktım.Tekrar başladım ama sadece okuyarak.
Mesleğim; Postacıyım . Belki bir kadın Postacı ilk etapta şaşkınlık yaratabilir, banada aynı şeyler olmuştu.neyse İşim günde 5 -6 saat yürümeyi bana sağladığı için en azından kilomun büyük bir çoğunluğunu kaybetmende buna borçluyum ve çocuğumu emzirmek buda en büyük etkenlerden biri…
Ama olmadı aynalara yakışmadım. Kızım 2 yaşına gelince sütten kestim ve sizin programa bu sefer aşikar başvurdum.
AGYILMAZ.
Kilom = 83 tü.
Şimdi kilolarım gözle görülür bir şekilde gitmeye , bende  zayıflama ya başladım. Arkadaşlarım beni yoldan çevirip arzum nasıl yaptın bize   de söylesene demeye başladılar.Takip edilmeye başladığımı ve yüzümün daha güzel olduğunu söylemeye başladılar.
Yanıtım belliydi ; Diyet yapmıyorum sağlıklı ve düzenli besleniyorum.Aç değilim sadece Dr. Mehtap Hanım en büyük destekçim , mevsimlerden roma adlı bloğu takip ediyorum dedim.
Yalan değildi.
52 beden pantolonum 42 lere düştü bile.
Aslında ben  zayıflamıyorum düzenli besleniyorum buda gece yatarken beni yormuyor, daha rahat nefes alabiliyorum  , yürümekten ve merdiven çıkmaktan bıkkınlıkta gelmiyor nefesimde kesilmiyor.mesleğimi koştura koştura büyük  zevkle yapabiliyorum.
Ben çok mutluyum Mehtap.Senin sayende.
İyi ki varsın.İyi ki bu kadar meleksin.
Ve GÖRÜNDÜĞÜ KADAR ZOR OLMAYAN BİRŞEYMİŞ Başarmak duygusu.
Arzum Günay Yılmaz
(Ankara) 3 mart 2013  - 18:55
Bir kız çocuğu annesidir.

17 Mart 2013 Pazar

HAVA AYAZ MI AYAZ, ELLERIM CEPLERIMDE...

Sabah erkenden uyaniyorum, yuruyus yapmak uzere cikiyorum. Bizim semt derin uykuda, yuruyerek golun kenarina kadar geliyorum, ellerim uyusuyor soguktan... Ne zaman ellerim ususe, aklima hep o sarki geliyor...

Hava ayaz mi ayaz (tik)
ellerim ceplerimde,
bir turku tutturmusum
duyuyorsun degil mi..

 Golun kenarindaki bara giriyorum. Kaynar kaynar bir cappuccino diyorum... Ya da soyledigimi saniyorum cunku dislerim birbirine carpiyor. Barmen asik suratli, benim de hic sabah sohbeti etmeye niyetim yok, cappuccinom sicak olsun yeter ama asik suratli barmen, fincanimin kenarina minik bir zencefilli kurabiye koyuyor, fincanim bir gunesle onume geliyor... Fincani simsiki tutuyorum ellerimle ama porselen o kadar kalin ki,  sicakligi gecirmiyor. Golun etrafindaki agaclar bakiyorum... Ben soyluyorum, onlar dinlemiyorlar... Badem agaclari... Minicik bir gunes parcasina kanip, ciglik ciglik ciceklere donaniyorlar... Mimozalar sari tullerden bulutlar gibi ...Yerler bembeyaz minicik papatyalarin, nazik isgaline ugramis coktan...

Ah diyorum ne aceleniz var... Ne bu panik... Ne olur bir ay daha bekleseniz, ne olur...? Bardan cikiyorum, yuruyusume geri donuyorum, ama usumeye devam ediyorum...

 
Ayaz yuzumu donduruyor... Kafamin icinde binlerce dusunce...

 Bir seneyi askin bir zamandir uzerinde calistigim bir proje, sanki  Sisyphus'un cezasi gibi tam sonuca ulasacakken yuvarlanip geriye dusuyor. Ugrasiyorum, didiniyorum, enerjimi topluyorum, bu sefer olacak diyorum, hayal kirikligi daha da buyuyor. Baska bir cok proje, hizlica yollarina giriyor, cabucak sonuclar aliniyor, hersey kolayca organize oluyor ama uzerinde en cok calisilip dusunulen nedense bir turlu rayina oturamiyor.

Cuma gunu cok hos bir managerle ogle yemeginde bulusuyoruz. Oturdugu yerden kaldirsam ve bir bill boardin uzerine yapistirsam, trafik alt ust olur. O kadar yakisikli ve hos bir adam. Benimle Italya'da su anda aktif olan bir beslenme projesinin bir parcasi olmam icin ilgilendiklerini biliyorum. Bundan cok gurur duyuyorum ama ayrintilarla ilgili hicbir fikrim yok. Ben is kadini degilim, bilim kadiniyim, cok kolay yanilabilirim karar alirken, ama yaptigim ise cok inaniyorum diyorum. "Ben de size inaniyorum" diyor.  Kadehime sarap koymasi icin, garsonu minicik bir isaretle cagiriyor, sagliga diyerek bir yudum sarap iciyor ve bana " arkaniza yaslanin, size birsey anlatacagim" diyor... Arkama yaslaniyorum, bu yemege ben davet edildim, onun icin ben dinleyecegim.

Calistigi son multinational gruptan ayrilma oykusunu ve kadere nasil inandigini yuzunde hep cok hafif bir gulumseme ile birlikte anlatiyor...Dinliyorum ama aslinda hepsini biliyorum... Asistanim Google, kimsenin hayatinda hicbir sir birakmiyor. Ben dinliyorum, icimden bu karsilasmadan ne kadar mutlu oldugumun sinyalleri geciyor, muhtemelen gozlerim parliyor geriye iteledigim yaslar yuzunden, dinledigim oykunun olagan ustulugunden cok, bunun bana anlatilma biciminden oturu...

Bunu bir tanisma yemegi kabul edelim ve bu hafta, iki yoneticimizle tekrar gelecegim Roma'ya, siz Turkiye'ye gitmeden once bir aksam yemegi yiyelim diyor. Aklimdan hemen "manikur, kuafor, ne giyecegim " diye geciyor, kendi kendime gulumsuyorum... Ben badem agaclarindan daha az romantigim artik, daha cok akilliyim. Hicbir sey ummuyorum, hic fazla sevinmiyorum, oyle cok yapacak isim var ki, yeni bir proje icin o kadar buyuk heyecan duymuyorum ama cok hos bir erkekle, cok guzel bir ogle yemegi yedim diyorum.

Beni arabama kadar geciriyor, onun soforu arabasini almaya gidiyor. Hava buz gibi...

Roma'da yasiyorsaniz eldiveniniz olmasa da olur... Benim var eldivenlerim kiyafet tamamlayicisi olarak ama sayilari hizla azaliyor teklerini kaybettigim icin. En son, ilk kez taktigim kizil kahve Fendi deri eldivenin teki eve geri donmuyor, uzuluyorum ve  kaybettigim seylerin yerlerine yenilerini koymamaya karar veriyorum, esyalarima  sahip cikmayi ogrenene kadar... Artik bu hayatta ogrenirsem ne ala, ogrenemez ve sonra dunyaya tekrar donersem ama mesela su sinegi olarak, o zaman da hangi esyaya ne kadar sahip cikarim 1 guncuk omrumde bilmiyorum... Benim eldivenim olmasa da olur, evsizler barksizlar ne yapiyorlardir acaba bu sogukta diye geciyor icimden...

 Hava ayaz mi ayaz, ellerim ceplerimde,

17 Mart 2013'Roma

NE HABER...?

















Bu yazinin altina sonuclari bekliyorum... Zor bir haftaydi ama simdi fark etmeseniz bile cok faydasini goreceksiniz inanin...



Oukulerinizi ve fotograflarinizi da paylasirsaniz sevinirim... Karsilastiginiz zorluklari da yazin bize... Nasil ustesinden geldiniz eger geldiyseniz... Paylasin, unutmayin burada olmamizin sebebi, birlikte yarattigimiz sinerji...

Hepinize tesekkur ederim.



17 Mart "03'Roma

14 Mart 2013 Perşembe

TIP BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN....

Bugunun ilk kutlamasi Seda'dan... "Canim arkadasim, Tip bayramin kutlu olsun"  diye yazmis, her zamanki nezaketi, ince dusunceliligi ve  detayci yaklasimiyla, bana asagida okuyacaginiz yaziyi gondermis.

Bazen dusunuyorum, "doktor olmasaydim ne olurdum acaba ?" diye... Cok uzun bir listem var...  Hayatta ilk olmak istedigim meslek "deniz parasutcusu" idi... Dogan Kardes'te gormustum. Oyle bir meslek yok demeyin sakin, bir kisi bile yapsaydi olurdu, ne ise yarardi bilmiyorum ama ne meslekler var adini bile duymadigimiz kimbilir...

26 yillik doktorum... Isime hem inaniyorum, hem de severek yapiyorum butun zorluklarina ragmen. Butun meslekler kutsal, hepsi bir yerde birileri icin gerekli, deniz parasitculugu bile...

Butun meslektaslarimin, tum saglik mensuplarinin ve tip dunyasinin bayrami kutlu olsun. Iyi varsiniz...

..................................................................................................................................................

14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır.


İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.

14 Mart 2013'Roma

13 Mart 2013 Çarşamba

BESTE'DEN BIZIM ICIN...


Bir cogunuz Beste'yi zaten taniyor. Beste'nin Naneleri isimli, cok keyifli bir blogu,

Leonardo isimli dunya tatlisi, resme yetenekli, doga sevdalisi bir oglu

, hepimizi hayran birakan fotograflari var...






















Guzel, becerikli, akilli bir hukukcu... Fransa'da yasiyor, guzel yemekler pisiriyor ve guzel yazilar yaziyor... Bugun konugum... Fotograflari ve tarifleri ile

Tesekkurler Sevgili Beste, konugum oldugun, katkida bulundugun, bizlrle yasamindan kesitler paylastigin icin. Sana ve yakisikli Leonardo'ya Roma'dan kucak dolusu sevgiler yolluyorum.. Ne iyi ettin de geldin...
------------------------------------------------------------------------------
Beste'den ...



Yemege, beslenme biçimlerine, bahçeye ve fotografa olman ilgim nerede basladi hatirlamiyorum bile. Cocuklugumda babamla yaptigimiz Asterisk pastalari ve buyukce olan ailemizde neseli sofralar yemege duskunlugumu, bos arsalarda tirmandigimiz agaclar, dedemin bahce sevgisi minicik bir domates tohumundan ilk domatesim bahceye duskunlugumu aciklar belki benim mutlu cocukluk anilarim hep dogaya iliskindir.


Babam ressamdi boyalarin icinde buyudum ben. Kendimi bildim bileli birseyler cizdim, boyadim. Okumaya ve sanata olan ilgim mukabilinde fotograf cekmekten buyulenmekte bir uzanti oldu acikcasi.  Butun bu sevdigim seylere vakit ayriabilmeye Fransa’da minik bir koye tasindiktan sonra basladim. Hayatimi efendisi benim butun bu degisiklikleri yapma gucunu oglumun dunyaya gelmesi ve akabinde hastalanmama borcluyum.


Minik bir koydeki tas evimizde mutlu mesut yasarken ikinci kere hastalandim. Yine beklemedigim bir anda demekki sadece kendi yetistirdiklerimi ve organic gidalari yemek disinda yapmam gerekenler var.














Onlarin pesine dusmusken birkac seyrettigim belgesel  ile cig beslenmeye denemeye karar verdim.  2000 yilinda yoga yaparken  çig gidalarla beslendigim donemde kendimi çok enerjik hissetmis ve rejim yapmadan kilo vermistim.  Benim denedigim kadariyla yemek yedikten sonra agirlik cokmuyor, gaz problem olmuyor.  Pisirilmeyen gidalar canli kaliyor ve vucudumuz her turlu vitamin mineralden faydalanabiliyor. . Son seyrettigim uc belgesel tekrar cig gidaya donmemi sagladi.

Belgesellerden bir tanesi bayagi eski Gerson yontemini anlatiyor. Gerson isimli nazilerden kacan ve Amerika'ya yerlesen bir doktorun kendi kizini iyilestirmek icin gelistirdigi bir yontem. Esas olarak vucudumuza deterjanlar, dis dolgulari ve flor vsvs ile giren zehirlerin bizi hastalandirdigini iyilesmek icin cig gidalarlar beslenerek sut urunlerinden vazgecmemizi ve kahve ile kolon temizligi oneriyor.

Ikinci belgesel daha yeni 2008 tarihli Beautiful truth  yillar oncesinde ortaya surulen bu fikrin neden tipta devrim yaratmadigini ve metotu yeniden ele aliyor, uc bes ay omru kalmis kanser hastalariyla gorusup bu yontemle nasil iyilesildigini bu belgeselleri youtube’da bulabilirsiniz.  Ucuncu belgesel 30 gun cig yemek ile insulinden  kurtulmak uzeriniydi.  30 gun boyunca ne et  ne sut urunu ne de pismis gida tuketilmiyor ve sonuc çok sasirtici hastalar daha ilk haftalardan insiluni birakiyorlar.

Ancak ben herseyden once agiz tadina ve lezzete onem veren biriyim. Lezzetle cig gidaya donmek mumkun mu? Bazi doktorlar yuzdeyuz gecis zor olsa da yuzdeelli yapabilseniz bile kardir diyor. Bu tip beslenmeye geçeli birkac gun olmasinda ragmen kendimi iyi hissediyorum. Esim bana reflekjoloji yapar . Uzun zamandir ilk defa sindirim bolgesinde varolan ufak topcugun kayboldugunu soyledi.

Mehtap  yogun temposuna ragmen kendini insanlarin yani  bizim iyiligimze adamis bir degerli kadin. O bize yardim etmek icin burada ve sadece gonlunden boyle gectigi icin bir menfaat gozetmeden paylasimda bulunuyor. Bende ona yemek tarifleriyle yardimci olmak isterim.
Size kabak ve pancar ile yapabileceginiz çig yemek tarifleri vermek isterim.  Sorularinizi burada veyahut bloguma birakacaginiz mesajlarla yanitlayabilirim.

Kabak rulolar

Bir kabak
 50 gr taze keci peyniri veya badem puresi
 3 adet domates kurusu
 zeytin
 yesil otlar, maydanoz, frenk maydanozu  vsvsvs elinizde ne varsa
 biraz kirmizi toz biber , zeytinyagi
 yarim limon
 1-Kabaklari bir kabak soyucu yardimiyla incecik kurdele gibi boyuna dograyin.Uzerine limon sikip bir kenara alin beklesinler.
 2-domates kurularini dograyin, zeytinleri dograyin, taze otlari kiyin hepsini peynirle karistirin.
 3-Asagi yukari 15 dk da limonun icinde yumusamis olacak kabaklar. Iclerine bir kasik karisimdan koyup rulo olarak cevirin. Bir kurdanla fotograftaki gibi tuturun. Uzerine siyah susam serptim elinizin altinda olan bir kuru yemisten serpebilirsiniz.

Levrek tartar

çok taze levrek derisi ayiklanmis fileto cikarilmis ve kup kup dogranmis
 bir mango veya elma kup kup dogranmis
 kirmizi toz biber az deniz tuzu
 zeytinyagi
 sogan siçan disi dogranmis
 mutfak yesillikler elinizde ne varsa kiyilmis
 bir limon suyu
 Tum malzeme iyice karisitirilip servis anina kadar buzdolabinda bekletilir. Asagi yukari 15 dk da baliklar limon suyunun iicnde pismis gibi marine olacaktir. Son derece hafif ve lezzetli bu yemekleri bir meyve salatasi ile tamamlayin. Ben simdilik yiyemiyemiyorum ama rendelenmis zencefil meyve salatasina cok yakisacaktir. saglikli gunler sizin olsun.



 

 
 
 
13 Mart 2013'Roma
 
 
P.S: fast week'te bu yil ara ogun vermek istemiyordum ama kafanizi karistirdim galiba... Ara ogun dilerseniz olsun, gereksinim duyarsaniz olsun, 1 fincan sutlu kahve veya meyve + yogurt olsun. Yine aklimdayken, yogurt var mi demistiniz, ayran olduguna gore elbette var. Hepinize fast ama yerinde ve kararinda fast bir hafta diliyorum

8 Mart 2013 Cuma

DAHA YENI BASLADI HERSEY...

                                         
         Sizi bilmem, ben cok mutluyum... Bazen kendi kendime "deli miyim ben, ne zorum vardi bunca isimin ortasinda? " diye soruyor olsam da, sonuclar o kadar acik, o kadar guzel, o kadar tahmin ettigim gibi ki, sorumu da unutuyorum, cevabini da... Ustelik durup dururken bana yardim etme onerisinde olanlar, ornegin sorulari toparlayip, cok detayli iki ayri liste haline getiren Guliz , her zaman yanimda, benim icin mailleri takip eden, tarihleri hatirlatan, butun bunlari kendi isi basindan coktan asmiskken yapan Seda,  Sevgili Esma, Terazi, bana delilik konusunda yalniz olmadigimi gosteriyorlar...

           Birbirinden keyifli baslangic oykuleri okuyacaksiniz bu gunlerde... Hepsi birbirinden ozel ve guzel... Fransa da yasan  Beste Pekoz Bonnard, tarifleriyle bana konuk gelecek. Buradayiz, hatta biraz daha yakin, daha interaktif, daha cok iletisimde olacagiz.

            Ilk oyku bir meslektasimdan... Hep soyledim, burada doktorlarin varligi size de bana da guc veriyor. Dogru soyledigimin, sizlerin de dogru yaptiginizin bir gostergesi. Ustelik arkasinda milyarlar saklayan bir endustrinin iyi-kotu oyuncaklari olmak yerine, yasaminizda bazi duzenlemeler yaparak, cok onemli bir sonuca ulasiyorsunuz. 10 kilolar, oylesine ucup gidiyor...

            Simdi arkaniza yaslanin ve Aydin'li meklektasim Dr. Turkan Hanim'in oykusunun tadina varin. Buradan ona, teyzesine, amcasina ve arkadasina sevgilerimi yolluyorum, programimda olduklari icin cok mutlu oldugumu yineliyerek, onlarin da oykulerini en kisa zamanda burada yayinlamayi diliyorum...

 Soylediklerimi gercek ve degerli kilan sizlersiniz, onun icin cok onemlisiniz, unutmayin lutfen...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Daha yeni basladi hersey...



Aslında sadece benim öyküm değil bu. Benimle beraber, teyzemin, amcamın ve arkadaşımın öyküsü.
       
Ne kendimi ne de sizleri kandırmayacağım. Herkes gibi ben de çok yediğim, bedenimi çöplük gibi kullandığım için kilo aldım. Yoksa tombalak bir çocuk olmamıştım hiç, tam tersine peşinde kaşıkla tabakla koşulan çocuktum ben. Gençliğimde iyiydi aslında. Ne olduysa iş hayatıyla başladı galiba. Bizim toplumumuzda sosyal hayat yemekle sınırlı.  Şurda şunu güzel yapıyorlarmış, ya da hafta sonu şuraya yemeğe gidelim, pikniğe gidelim, bize yemeğe gelin.


       
Beraber çalıştığım arkadaşlarımdan biri bahsetti önce. Mevsimlerden roma diye bir blog var topluca  zayıflıyorlar diye. Önce ümitsizliğimle oralı olmadım. Denemediğim şey kalmamıştı zayıflamak için. Ama öyle bir şey olmalıydı ki zayıfladıktan sonra da aynı kalmalıydım, yaşam felsefesi olmalıydı mutfağım. Yoksa bugüne kadar çok diyet yapmıştım domates diyetleri, karpuz diyetleri.




















Zorla verdiğim 3 kilolar 5 kilo olarak dönmüştü bana hep.  Böyle düşünürken  bir okuyayım dedim. Blogdaki yazıları bir solukta okudum diyebilirim.(laf aramızda belim tutuldu okurken).  Herşeyi yiyin, ama dengeli diyordu, öğün atlamak en büyük hatadır diyordu, Mehtap Hanım. O gün yemek yaparken tencereye koyduğum yağı ölçtüm  Tanrım! Ne kadar çok yağ koyuyormuşuz meğer. Yağı azalttım, dediği gibi Mehtap Hanımın 1 kilo sebzeye 4 yemek kaşığı; eşim ve kızım beğendi. Demek ki böyle de lezzetli oluyormuş.
         
Çok dua ettim sanırım. Son diyen Mehtap, bir kez daha dedi.87,8 kiloydum. İşte fırsat gelmişti. Gün gün takip ettim siteyi. Biliyorum siz de benim gibisiniz, mevsimlerden roma’da her yeni yazı biraz daha umut demek, yeni bir başlangıç demek, bizi anlayan biri var demek. Hem de her anlamda anlayan biri var.  İlk üç gün biraz acıktım, dedim ki kendime 40 yıldır yediklerine say. Sonra geçti açlığım. Şimdi çevremdekiler bir şeyler yerken çekiniyorlar canım çekecek diye ama ben etkilenmiyorum bile. Pantolonlarım üstümden düşmeye başladı, uzun zamandır görüşemediğim arkadaşlarım beni gördüklerinde gözlerine inanamadılar.
       
 Bir akşam önceden hazırladım hep ertesi gün yiyeceklerimi. İş yerime taşıdım. Önceleri herkesin tuhafına giderken zamanla doğal geldi benim ara öğünlerim. Mehtap ne dediyse o. 6 zeytinse 6 zeytin. 2 lt su. Ölçüyorum suyumu da. Daha az içmemek için.

Eskiden yürüyemezdim şimdi bahaneler yaratıyorum kendime yürümek için.  En son tartıldığımda 74,3 ‘düm. Dedim ya daha yeni başladı her şey. Ben artık obez olmak istemiyorum, bedenimin çöplük olmasını istemiyorum ve kararlıyım.

66 yaşındaki amcam benimle beraber 8 kilo verdi, teyzem 6 kilo. Her gün konuştuğumuzda bilgisayarda yeni bir şey var mı, Mehtap yeni bir şeyler yazmış mı diyorlar. Biz ailece kararlıyız hayat tarzımızı değiştirmeye çünkü bu bir yaşam şekli. Dengeli beslen ve hareket et.
       
 87,8 kilodan 74,3 kiloya bu Mevsimlerden romanın, Mehtap’ın sihri.

Teşekkürler varlığınız ve yardımlarınız için Mehtap, siz olmasaydınız hala mutsuz bir obezdim sanırım.

türkan


 
8 Mart 2013'Roma

4 Mart 2013 Pazartesi

BAS GAZA SEVGILIM, BAS GAZA...


Boyle bir sarki var miydi yoksa ben mi uydurdum bilmiyorum… 



Yasamin kalitesini dusurmemek icin aslinda sevgilim (hani mesela diyorum) rallici degilse,  normal bir hizla araba kullansa, daha az kosturarak yasasam, nefes nefese bir isten oburune, bir konudan digerine atlamasam, secimlerimi dusunerek yapsam, lokmalarimi yeterince cigneyerek yutsam, bogazim 9 bogum olsa ve esip kopurmeden soylesem soyleceklerimi ne guzel olurdu…



Yasantimiz cok frenetic, o kadar hizli yasiyoruz ki, yasadigimizi anlamadan bitiyor payimiza dusen gunler, bonusumuz yok, yedegi  yok, artik yil filan yok… Bitiyor…
Gazeteci arkadasim Roberto ile cok onemli bir besin fuarindayiz. Stendlerden birinde benim daha once onlar icin bir konferans verdigim, zeytinyagi ureticisi bir grup var, onlarla selamlasiyoruz. Yanlarindaki bir bayani tanistiryorlar benimle, doctor bilmem kim diye. Selamlasiyoruz, bana hemen kartini veriyor, benim kartim  yok  verecek, kendimi tanitmak gibi bir cabam zaten olmadi hic, mutevazi bir sekilde calisiyorum ve yasiyorum. Bana verilen karta bir goz atiyorum, “slow medicine uzmani” yaziyor uzerinde.

Oldugum yerde durup, “cok merak ettim, uzmanliginiz nedir ?” diyorum… Slow medicine uzmaniyim” diyor doctor bilmem kim… Okumayi biliyorum ama yani ?” diyorum.  Sesimin buzlugu beni bile donduruyor.

Roberto kolumu cekistiriyor, “sana olaganustu bir siyah bira tattiracagim” diyor. “ Yani ? “  diye yineliyorum sorumu… “Yanisi cok basit diyor cevap olarak doctor bilmem kim,  “doktorun hastasini dinledigi,  ona cok uzun zaman ayirdigi, gerekirse hastasinin ailesini tanidigi, onun sorunlarina egildigi bir tip benim uzmanligim” diyor. Gulumsuyorum, pardon, lutfen sozunuzu unutmayin diye cebimden I phonumu cikartiyorum, bir mesaja bakar gibi ariyorum,  asistanim google bana bu doktor hanimin aslinda veteriner oldugunu soyluyor,  beslenme gruplarinin uyesi, ve slow medicine uzmani (!)… Roberto firtinayi seziyor ve hadi bira tadacagiz diyor, ben sadece gulumsuyorum.

"Ne kadar hos bir uzmanlik dali" diyorum, "hele hastanin ailesi ile dost olmak, mesela cocuklarin karnelerini filan kontrol etmek, mesela 1 gunde 50 hasta bakan bir doktor icin ne kadar muthis bir ozellik. Komadaki hastalar, acil servislerin kirmizi kodlu odalari, kollarinda kemoterapi serumuyla gozleri kimseyi goremiyecek derecede endiseli hastalar, buyuk ameliyatlarin sabahlari odasinda endise ile bekleyenler  filan kimbilir ne kadar mutludurlar sizin slowlugunuzdan".  Roberto’nun koluna giriyorum,” hadi bira tatmaya” diyorum. 

Olaganustu bir siyah biradan tadarken diyorum ki, hastayi dinlemek elbetteki sart, ama hastanin hastaligini dinlemek ve anlamak gerekli, cocugunun gelinlik provasini degil, vakit yok, gozden kacar, gecikir tani da tedavi de. Hasta ile doktor arkadas degiller, olmalarina da gerek yok. Karsilikli olarak birbirlerine saygi gosterecekler ve doktor doktorlugunu en iyi sekilde yapacak, hasta da iyilesme umuduyla doktoruna inanacak. Ve kimse ama kimse oturup boyle “doktorculuk”  oynamayacak…

“Hav hav hav” diyor cevap olarak. Gulumsuyorum…  Sen o zaman doktor hanimin yaninda kalsaydin, slow slow anlatirdin diyorum.
Yani hiz da dengede olmali, yavaslik ta… Yerinde, gerektiginde slow, gerektiginde de hizli olmak zorundasiniz. Iste biz simdi metabolizmamizi sasirtacagiz, hem “slow” hem “fast” ama aslinda tam gaz calistiracagiz.
Eger hedefiniz zayiflamaksa, uyguladiginiz butun diyetlerde bir sure sonra zayiflama hiziniz duser, almazsiniz ama vermezsiniz de. . Bizim sonuclarimiza bakinca, boyle bir dusus yasamadigimiz gibi, bugun Seda’nin da bana hatirlattigi gibi 10 kilolar artik bizim icin neredeyse siradan sonuclar…  Ne kadarlik surede? Ne yaptiniz? Ne kadar aclik cektiniz? Uzak durdugunuz, asla yemediginiz ne vardi bu kadarcik surede?
Simdi 3 haftalik yeni bir surec…
Slow, fast ve slow olmak uzere 3 hafta. Fast haftanin sonunda tartilacaksiniz. 

SLOW WEEK YANI YAVAS HAFTA ( 4-10 MART):  Bizim bu hafta yaptigimiz sey, buyume hormonunun (GH) bioritminden faydalanarak, vucuttaki yaglarin harcanmasina yonelik bir program. Yaptigimiz sey , aksam saat 18.00’den sonra karbonhidrat almamak... Buna meyve de dahil... Guzel bir kahvalti (ilk haftanin kahvalti secenegi cok uygun), orta dereceli bir oglen yemegi (sebze, protein agirlikli ama pirinc, bulgur, patates veya ekmegi haric tutmadan ve protein miktarini abartmadan)... Ara ogun sadece  1 kez ve sabah-oglen arasi...)

Yani cay+ekmek+peynir+zeytin+domates+salatalik+maydanoz+nane+ 1 tatli kasigi bal veya recelli bir kahvalti, haftada iki gun yumurta eklenebilir, omlet yenebilir, haftada birgun kek ve sutlu kahve olabilir ya da evde yapilmis pogaca ve cay.
Ara ogun meyve ve ceviz, hatta iki yarim meyve ve iki ceviz. Diyelimki is yerinde 3 arkadas birlikte ara ogun yapiyorsunuz. 3 ayri renk meyve (kiwi-portakal ve muz ornegin + 6 tane ceviz)



Oglen yemeginde haftada 1 kez kuru fasulye +pilav (5+4) nohut+pilav seceneginiz veya iki dilim borek +ayran seceneginiz var,
veya
 4 kofte+evde yapilmis 3 kasik pure (sadece sutle yapin, yag koymayin lutfen) Ve salata
veya
corba + herhangi bir sebze yemegi
veya
balik, tavuk ya da kirmizi et ama mutlaka sebze veya salata ile, onden bir kucuk kase corba icilebilir.



Yani hersey var, bazi seyler biraz olculu olarak var ama var. Siz benim verdigim secenekler ile kisitli kalmayin. Bulundugunuz ulkede, yasadiginiz sehirde bulabildiklerinizden kendi seceneklerinizi yaratin. Ama etli fasulye yapmak yerine, pirasayi tercih edin ornegin. Ya da kapuska yapin, kis turlusu yapin.
ikinci ara ogun,  belki bir fincan cay + iki biskuvi olabilir. Yemeseniz daha iyi.
Aksam yemegi yenebilecek en erken saatte yenecek ve sadece et+sebze+salata olacak. Aksam meyve biskuvi, tatli, kuruyemis filan yok.
FAST WEEK (11-17 Mart)  Guzel bir kahvalti, oglen ve aksam karbonhidrat yok...)(Bu aynı zamanda çok kaçırılmış ornegin ck buyuk bir pizza yenmis günün ertesi icin de  geçerlidir.)
Guzel ve her zamanki gibi degisik secimlerle kahvaltinizi yapiyorsunuz,  oglen yemegi de dahil olmak uzere, ekmek, pilav, makarna, patates, borek, tost filan yemiyorsunuz. Mutlaka protein de iceren bir sebze yemegi (etli fasulye gibi, ama etli dolma degil ornegin) ya da izgara et, izgara balik yiyorsunuz yanindaki sebze garniturunu hergun degistiriyorsunuz ve her zamanki gibi yaklasik 1 kasik zeytin yagi ile pisiriyorsunuz yemeklerinizi.



Aksam yemeginde yenecek olan balik, tavuk, izgara et ve sebze veya etli sebze yemegi...
Aclik duygusunun olmamasi gerekir, varsa almaniz gerekenin altinda protein aldiginiz icin olma olasiligi yuksektir...
FAST WEEK’in son gunu,  tartilacaksiniz – Ve 1 hafta daha slow week yapacaksiniz.
Bu donemde metabolizma cayi icmenizi hararetle oneririm. Sadece tansiyon problemi olanlar lutfen dikkat etsinler, tansiyon dusuklugune yol acabilir.

Metabolizma cayi:
1 elma, kabuklu olarak 4’e bolunecek
1 limon, 4’e boluncek
1 cubuk tarcin
1 tatli kasigi tane biber (asla ve asla toz karabiber degil)
2 karanfil
3 litre suda, su yarilanana kadar pisirilecek. Elmalar ve limonlar ezilebilir ama aman dikkat, tane karabiberleri zmeyin- Sonra soguk ya da sicak olarak 1 fincan yemeklerden yarim-1 saat once icilecek.
Bu arada su icmeyi ve ne kadar olursa olsun hareket etmeyi ihmal etmeyin...
.
 
Bugune kadar bu blogda soylediklerimin hicbiri ozellikle zayiflamak icin verilen diyet ornekleri degildir. Onlar kisiye ozel hazirlanir, pek cok faktorun goz onune alinmasi gerekir, daha rijid donemlere gereksinim duyabilir.

 Ama sizler sadece aldiginizla harcadiginizi dengeleyerek, beslenme tarzinizi biraz duzene sokarak, kendiniz ve yakininizdaki herkes icin cok akllica bir secim yaptiniz, ustune ustluk bir de zayifliyorsunuz.

Yarin bu grubun ilk oykusu geliyor. Bu bir baslangic oykusu, ara oyku. Tam tamina 12 kilo. Ama ben susacagim, o anlatacak...

Ben yaptiklarimizdan cok hosnutum, siz de kendinizle gurur duyun.
Roma’dan sevgilerimle

3 Mart 2013’Roma